30 Aralık 2016 Cuma

-Mediocre-


Hayat ölçeğinde tam ortada olmak ne garip bir şeydir..

Üzülürsünüz olmasını istediğiniz ama olmayan şeylere, ama tamamen kahrolmazsınız da..

Sevinirsiniz güzel şeylere ama çok da yaşamazsınız sevincinizi her ne sebeptense birazını bastırırsınız içinize..

Akıllı ya da başarılı diye anılmışsanız da okulda hiçbir zaman EN olmamışsınızdır. Orta ölçekte belki biraz aşağı bazen de yukarı çıkmışsınızdır ama hep orta ölçeksinizdir işte..

Sevilirsiniz belki ama kimse de sizin için ölmez nihayetinde.. Sizi sevmeyenler bile çok şiddetli bir nefret duymaz, sade bir hoşlanmama duygusu ile yetinir..

Yapmayı istediğiniz işler için ya yeterince akıllı değilsinizdir ya da yeterince yetkin.

Yapmak istemediğiniz ama kabul göreceğiniz işleri alacak kadar da kötü değilsinizdir gerçi. Dedim ya orta ölçek işte..

Arkadaşlarınızın en sevdiği arkadaşı da değilsinizdir, düşmanlarınızın en azılı düşmanı da..

Belki de anne babanızın bile size nazaran daha çok sevdiği kardeşleriniz vardır..

Hatta siz bile kendinizi ne çok seviyorsunuzdur olduğunuz halinizle ne de nefret ediyorsunuzdur..


O halde gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz, bazı insanlar sıradan, orta ölçekten olmak için gelmiştir bu dünyaya.. Başarılılar başarılı görünsün ve kötüler kötü görünsün diye..Orta ölçektekiler de olmalıdır ki iyilik ya da kötülük yarım yamalak olduğunda da nasıl olabilir diğer insanlar bilsin.

Peki ya -mediocre- olmaktan sıkılmışsanız?

Bir şeylerin EN i olmak istiyorsanız?

Birilerinin en nefret ettiği, en sevdiği, en akıllı bulduğu, en gıcık olduğu, en aşık olduğu, en hayran olduğu, en kıskandığı olmak istiyorsanız?

Bunu da geçtim siz kendi halinizden nefret etmek ya da olduğunuz halinize bayılmak istiyorsanız?

Mümkün mü değiştirmek gidişatı? Kadere inansanız da inanmasanız da, mümkün mü sizce böyle bir yazgıyı/karakteristiği değiştirebilmek? Yoksa her şey sadece bir şans/kısmet işi falan mı? Ya da sadece zeka ile mi alakalı her şey? Peki o zekayı size veren kim ve neden sizin böyle ortalama bir zekaya sahip olmanızı istedi? Sizin diğerlerinden farkınız neydi?

...


Aldous Huxley'nin 'Cesur Yeni Dünya' romanı geliyor aklıma. 26.yy'da geçen bu distopik romanda insanlar artık üremiyor, klonlanarak üretiliyorlar. Anne-baba gibi kelimeler hatta ayıp sayılıyordu yanlış hatırlamıyorsam. Bu romanda üretilen her insana bir sosyal sınıf ve zeka ayarlanıyor. Yani bir çocuk mavi yakalı işçi mi olacak yoksa yüksek düzeyde bir yetkili falan mı bunlara göre kararı verilince zekası bir yere kadar geliştiriliyor ve ondan sonra sınıfına uygun Pavlov tarzı şartlandırılması falan başlıyor. Dolayısıyla kimsenin kendi sınıfının bilindik ve beklenen davranışlarının dışına çıkması mümkün olmadığı gibi zihinsel olarak imkansız da. Epsilonların, Delta ya da Gamaların Alfalar gibi davranması örneğin imkansız çünkü bebekliklerinden itibaren her bir sınıf farklı tarzda şartlandırılmış ve elbette hem zihnen hem bedenen sınıflar arası geçiş imkansız hale getirilmiş. Bu roman efsanevi bir distopik roman olmakla birlikte sanki şu anki toplumumuzdan da çok uzak değil gibi geliyor bana. Yani milyonda kaçta bir ki ailesinin, içine doğduğu düzenin ve bilindiklerin gidişatını kırıp kendi düzenini ve benliğini değiştirebilen insan sayısı?


Fırsat, para, eğitim ve tüm bunlara doğru zamanda denk gelme şansı aynı anda aynı yerde kaç kişi için mümkün olabilir ki?


Değişsin, kırılsın sistemin çarkları ve bir şeyler iyiye gitsin. Kitabı da okuyun bence. Uçuk gibi görünebilir bazı şeyler ama neden olmasın da diyeceksiniz okudukça..











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder